Ara

Özgür Öğütcen

Psikanalist, Psikiyatrist

Yazar

Özgür Öğütcen

Psikiyatrist Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi email: ozgur84@hotmail.com

Yeni yazı: Sapkınlık nedir? “Gayet iyi biliyorum ama yine de …”

Sapkınlık nedir? “Gayet iyi biliyorum ama yine de . . .”*

Özgür Öğütcen

“Cinsellik kavramının çocukların ve sapkın denenlerin analizinin gerekli kıldığı üzere ‘çekiştirilmesi’ne gelince, psikanalize yüksek bir bakış noktasından küçümsemeyle bakan herhangi bir kişinin, psikanalizin genişletilmiş cinselliğinin ilahi Platon’un Eros kavramına ne denli yaklaştığını anımsaması gerekir.”

Freud, 1920, Cinsellik Üzerine Üç Deneme’nin dördüncü basımına önsöz[1]

FREUD

İnsan cinselliğinin tezahürlerinin, hem “normal” kabul edilen hem de sapma kabul edilen biçimlerinin, çok geniş bir çok-biçimlilik arz etmesi sapkınlık sorunsalını ikiye bölen bir hat oluşturuyor. Bu hattın çizdiği sınırların bir tarafında sapkın olarak tanımlanan bireyler yer alırken diğer tarafında ise cinselliğin bizatihi kendisine içkin sapkın özellikler bulunması yer alıyor. 

Freud’un meslek yaşamının başında ne toplumla ne de bilimsel çevrelerle çatışmacı bir tutum içine girmek istememesi onu sapkınlığı insan doğasının hayvani yanıyla tanımlayan zamanının bilimsel popüler söylemine yaklaştırmıştı. Bununla birlikte Freud, özellikle dipnotlarda belirginleşen kendine yönelik eleştirel tutumuyla, çocukluk çağı cinselliğini ve genel olarak cinselliği çok-biçimli sapkın ilan edince konumu tamamen değişmişti. Bu sadece onun konumunu değiştirmekle kalmadı, cinselliğin doğasının ne olduğuna ilişkin sorunsalı da yerinden oynattı. Freud sayesinde sapkınlık, yani hem sapkın özneler hem de sapkın cinsel davranışlar bir damga, aşağılayıcı bir dejenerasyon olmaktan çıkıp anlaşılması gereken bir yapı statüsüne yükseldi. Bu hususta Freud’un “normal” olarak adlandırılan kategoriyi de dönüşüme uğrattığını söylemek yerinde olur. Ama bu, adım adım gerçekleşti. Freud böylece kendisinden önce gelen ve cinselliği ve onun sapmalarını teorize eden kuramcılarla arasına bir mesafe koymuş oldu. Bu sayede çağının bilimciliği, evrimciliği ve konformist orta yolculuğu karşısında dirençli ve hatta yer yer uzlaşmaz bir klinik alan inşa edebildi.   

Okumaya devam et “Yeni yazı: Sapkınlık nedir? “Gayet iyi biliyorum ama yine de …””

Çok yakında!

Psikanaliz Araştırmaları Derneği 2023-2024 Eğitim Programı

Sempozyum

https://lapsychanalyseaupieddelalettre.com

Söyleşi

Aşk’a Dair, 10-17 Eylül 2023 Arkhe

Aşk konusunda söylenecek her şey söylendi mi? Yoksa hala söylenecek sözler var mı? Aşkımızı karşımızdakine nasıl iletiriz? Aşkın etrafında tarih boyunca pek çok soru sorulmuştur ve tabii aşk insanlara pek çok dert de çektirmiştir. Umutsuz aşk, platonik aşk, sonsuz aşk, dertli aşk… Kavuşunca aşkın bittiğine dair iddiaları hepimiz biliriz. Sanki aşkın içinde ona engel olması gereken bir şey var gibi. Arzu ise aşkla aynı şey değildir; her zaman birlikte ortaya çıkmazlar: Birini arzulayabiliriz ama ona aşık olmayabiliriz. Arzumuzun sürebilmesi için o kişinin çok özel koordinatlar içinde gözümüze görünmesi gerekir. İşte bu çerçeveyi bize fantazi sağlar. Fantazi sayesinde “gerçeklik” dediğimiz şeye baktığımız bir “gözlük” ediniriz. Fantezi, arzumuzu hem oluşturur ve sürdürür hem de onu sınırlar. Lacan bütün bunları birbirine bağlayan bir kavram ortaya atmıştır: objet petit a. Bu garip nesne aslında bildiğimiz hiçbir nesneye benzemez çünkü hem vardır hem de yoktur. Sokrates’te olan ve ona yönelik aşkı güdüleyen tam da bu nesnedir, o zamanki adıyla agalma. Bu derslerde Lacan’dan Sokrates’e, imkânsız aşktan tatminsiz arzuya, gerçeklikten kurguya doğru bir yörüngede hep beraber bir yolculuk yapacağız.

Sinan Canan – Nörobilimin Gözünden Aşk
Beynimiz aşkı nasıl deneyimliyor?

Özgür Öğütcen – “Aşk, Arzu, Fantazi” 
Aşk: Aşkın paradoksları, çıkmazları.
Arzu: Arzu nedir? Arzu nasıl ortaya çıkar?
Fantazi: Dünyayı nasıl görürüz? Gerçeklik nedir?

Fidan Terzioğlu – Leylâ’yı Ararken Mevlâ’yı Bulmak
Aşkın içsel ve dışsal derinlikleri, Mevlâ’yı bulmayan aşkın farklı görünümleri; Mevlâ’yı aramak, aramamak, bulmak, bulamamak üzerine bir araştırma.

“Ben’i Benden Alan Aşk”
Benlik tasarımının aşk deneyimiyle geçirebildiği dönüşümler: Aşka düşmek, aşkın izini sürmek ve aşk sözcüğünü geçersiz kılan deneyimleri konuşacağız.

Ferda Keskin – Aşkın Kaybı & Melankoli

Didem Doğan – Aşkın Psikopolitiği ve Makus Kaderi 
Neden illa o? İlişkiler toplumsal ve politik etkilerle nasıl manipülasyona uğruyor? Aşk bundan payını alıyor mu?
İdeal insan arayışı: Aldanmak/ Aldatılmak
Aşkın Makus Kaderi: Ayrılık. Herkes gider mi? Yeniden aşık olunur mu? Aşk sürdürülebilir mi? Ayrılık acısının ilacı var mı?

Bülent Somay – Bir Şeyler Eksik
Ne aradığımızı bilsek bile onu bulmak mümkün mü?

Keyfin Emeği kitabı üzerine

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑